10 Kasım 2013 Pazar

herkes biliyor, aslında üzüleceğin bir şey olduğunu. belki haberin yok sanıyorlar, ama var. herhalde kimsenin işine gelmiyor bir cumartesi akşamını senin üzüntünle harcamak. hiç ummadığın yerlerden telefonlar geliyor, senelerdir görmediğin bir arkadaşın taa uzaklardan, gecenin körü, "yanına gelebilirim" diyor. ama sen kimsenin cumartesi eğlencesini bölmek istemiyorsun. "yok bişi ya, iyiyim"... aslında iyi olman gerekir, çok istedin onun mutlu olmasını, ama o mutluyken yanında olmak isterdin, ama o seni istemedi. çok mu önemli? sanırım önemliymiş.
aslında tam olarak bu yüzden yalnızlığı seçiyorsun, yanında sandıklarının gerçekten yanında olmadıklarını hissettiğin için.
neticede aslında yalnızlık, bilmelerine rağmen, en yakınlarından birinin, tam olarak şu an, yanında olmayı teklif bile etmemesiymiş.
bugün senelerdir görmediğim bir arkadaşım, "sen kuzey ışıklarını kovalamış insansın, bu mu üzecek seni?" dedi. öyle de hoşuma gitti, ama üzüldüm.