28 Mart 2009 Cumartesi

Yıllar sonra ilk kez ne dinlesem diye düşünüp, Pinhani'nin "Dön Bak Dünyaya"sını dinleyeyim dedim.Başladığı anda tüylerim diken diken oldu.Bir sebebi var, artık yok, ama bir zaman vardı.
O günlere dair hatırladığım çok şey var.O uyumadan başlayan ilk sabahki kahverengi gökyüzünü hatırlıyorum, ve bardaktan boşanırcasına yağan yağmuru...
Sahili hatırlıyorum, bu şarkıyı, patenlerimi...
Tüm bunlar aklıma geldiğinde hala içimin acıması ne garip değil mi?

Yıllar geçmiş olmasına ve üzüntü kaynağı en güzel şekliyle kaybolmuş olmasına rağmen...

Ah be...Sağlam acımış canım...

27 Mart 2009 Cuma

İnsan hayatı boyunca hayal ettiği, ve en umutsuz olduğu anda gerçekleşen bir hayali için ne hisseder...
Ben anlatayım...Şaşkınlık, aşırı bir mutluluk, daha önce kimsenin görmediği 20 yaş dişlerimin görülmesi, durup durup gelen ağlama isteği, motivasyon, bugüne kadar bana yaptığı ve yapacağı her şey için daha çok çalışma isteği, dini bütün bir insanmışçasına her aklıma geldiğinde ciddi ciddi şükretme durumu...
Interraile çıkarken, sırtımda 13 kiloluk çantayla vapurla karşıya geçtikten sonra, ancak trene binince "bu gerçekten oluyormuş" dediğim zaman gibi, sadece o kapıdan girdikten sonra anlayacağım bunun ne kadar gerçek olduğunu.

25 Mart 2009 Çarşamba

Dayanamadığım Sesler...


Burun çekmek
Ağız şapırdatmak
Sıcak birşey içerkenki höpürdetme


Ve şu an hepsini aynanda duyuyorum...Yazık bana...

16 Mart 2009 Pazartesi

8 Mart 2009 Pazar

İş kadını olduğumu anladığım an, bir zamanlar sadece babamın iş seyahati öncesi gömleklerini özenle katlayıp valizine yerleştirirken, şimdi kendi gömleklerimi katlıyor olduğum an oldu.Herhangi bir gün üzerimde görülmeyecek bu gömlekler, aslında 2.5 yıldır içinde yaşadığım bu iş hayatının dokunabildiğim somut kanıtları oldu.
Ama...

"...biraz fazla içtiysem kime ne...kim demiş aklımdan zorum var, dansetmeye ihtiyacım var..." diye aslında ilk duyduğumda nefret ettiğim ve şu an bağıra bağıra söylediğim bu şarkıyı dinlerken, diğer yandan jelly bean yiyen bir iş kadını ne kadar olunuyorsa, o kadar işte...

Shaft'ım gelmiş de, geç kalmışım...

5 Mart 2009 Perşembe

Yaşar Alptekin...Hastasıyız...

Seneler sonra bilinç akışım geldi...

rüya...ada...turuncu...çiçek...bisiklet...deniz...sessizlik...dalga...cinnet...sıkıntı...
bencillik...gevezelik...nefret...zorunluluk...nezaket...geyik sürüleri...kağıt hışırtısı...sesssss...
elma...armut...ve kel mahmut...artık yağmayan kar...çığlık atma isteği...rakı...uyku...
tuğrul...tuğrul...tuğrul...huzur...kahkaha...nargile...uff çok fena nargile hem de...profiterol...hareketsizlik...koşmak...yüzmek, ama denizde...dalmak...kum...sırt çantası...gezmek...fotoğraf...renkler...s/b...diğer sb...avlu...gri etek...megadeth...buse...ölüm...taş...gitar...elbise...gün batımı...meltem...yine kum...ve yine ada...mizan...my istanbul...özlem...hapis...nefret...

1800 ytl bekar bir bayanın tek başına yaşam isteğini ve mutluluğunu karşılayamıyorsa, günde 14 saat çalışmak nedendir?Ve bu geçmeyen baş ağrısına katlanmanın iyi bir yanı, bir avuntusu yokken, uyuma isteğini bastırmanın bir yolu var mıdır?