28 Kasım 2010 Pazar

4

etrafa bakınca hayat çok kolay..insanlar için tekrar başlamak mesela..öncesi yokmuş gibi..en azından fotoğraflarına bakınca öyle duruyor..ah ya..burayı okuduğunu söylemeseydi daha neler yazardım..

saçlarım da çirkin oldu zaten..









je ne t'ai jamais dit
mais nous sommes Immortels
pourquoi es tu parti
avant que je te l'apprenne

Le savais tu déjà
avais tu deviné
que des dieux se cachaient
sous nos faces avinées

tous les baisers reçus
savais tu qu'ils duraient
qu'en se mordant la bouche
le gout en revenait

et qu'il y avait du sang
qui ne sècherait pas
tu me donnais la main
pour boire de ce sang là
je ne t'ai jamais dit
mais nous sommes Immortels, Immortels, Immortels

as tu pensé parfois
que rien ne finirait
et qu'on soit là ou pas
quand même on y serait
et toi qui n'est plus là
c'est comme si tu étais
plus immortel que moi
mais je te suis de près
je ne t'ai jamais dit
mais nous sommes Immortels, Immortels, Immortels

26 Kasım 2010 Cuma

i don't want to talk about it..



ben her zaman salaktım bu konularda zaten yeni bir şey değil..bugün arabada eve dönerken bu şarkı çaldı ve ben hatırladım, gerçekten ne kadar salak olduğumu...

fransa'dayken, okuldan çıkmıştık, deli bir sağanak vardı, arabaya koştuk..haftalardır birbirimizin evine gidip geliyor, mum ışıklarında yemekler yiyor, her şeyi beraber yapıyorduk..o yağmurdan sonra arabaya binince, radyoda da bu şarkı çalarken "işte bu an" demiştim..yine o an değilmiş..ve aslında o an hiç gelmeyecekmiş çünkü yanımdaki insanın cinsel tercihi ben değilmişim..bu kadar trajikomik bir olay sonrası insan özgüvenini ve sinyal alıp verme becerisini epeyce sorguluyor.

neyse bir kez daha gördük ki sorgulayacak bir şey yok..ya da ben hulk'a dönüşene kadar var da, sonra karşımdaki adam durup "deli miyim ben ne uğraşacağım" diyip gidiyor.

işin garibi, epeydir telefonumun çalmasını bu kadar istememiştim.

24 Kasım 2010 Çarşamba

son bir ay ve "eat, pray, love"




son bir ayı düşündükçe şaşırıyorum...

yani buraya yazmasaymışım ben de unutmuştum bir ay önceki hayal ve dileklerimi...

bir akşam kendimi çok yalnız hissederken, daha da yalnız hissetmek için beraber gitmek isteyen kimseye haber vermeden "eat, pray, love"ı izlemeye gittim.filmden çıktığımda daha önce gitmediğim bir yere gitmeye son derece kararlıydım.

ve zincirleme reaksiyon orada başladı..annemlerin yunanistan üzerinden makedonya gezisi planı..sonra iptal olması..mısır hayallerim..3 yıldızlı otellerde yer kalmaması...babamın aradaki farkı ödemeyi teklif etmesi..eski sevgilinin yeni sevgilisiyle mısır'a gitme kararı..benim iptal etmem..şansıma tüküreyim dediğim noktada aklıma o hayalimdeki dalış turunun gelmesi..ve son 2 kişilik yerin kalmış olması..birinin ben olması..

ve saçma sapan falcılar.."şu aklındaki kişi olmayacak" diyen insanları dövme ihtiyacı..ve işten arkadaşımın o meşhur lafı.."bir uzun bir kısa yol...yüzük" falan...

julia roberts da seyahatine çıkarken, boşanmasından ve sonrasında başladığı yeni ilişkiyi de yürütememesinden kaçma hissiyle gidiyordu filmde.tıpkısı ben..ve o da ummuyordu dünyanın bir ucunda tanışacağı birini..vay anasını.ben de film gibiyim!

9 aydır bir yere varmayan bir konuyu kapatmamı dileyen arkadaşlarım tatil öncesi toplantısına giderken benden heyecanlılardı.döndüğümde herkes sordu : "ee nasıldı??var mı biri??".."haha yok.."

ve "mütevazi dileklerim" başlıklı yazım..içime mi doğmuş ne..oda arkadaşım ejderhalı yatak örtüsünü serdiğinde anlamalıydım bir işaret olduğunu..akşam eğitim sırasında biri yanıma sıkıştı..zaten sinirliyim..temas sevmiyorum..bir de sürekli soru soruyor falan..biri beni kurtarsın derken..

eat, pray, love...

ve sabahında yunuslar..

"sen yanımdan ayrılma hiç, ben sana yunusları göstereceğim."

rüya gibi bir tatildi..filmin yapımcılarına mı teşekkür etsem, makedonya'ya gitmeyen anneme mi, mısır'a giderek planlarımı alt üst eden eski sevgiliye mi bilemedim..

kozmik güçler..

gerçi...o da burayı keşfedecek değil ya, bu iş "happily ever after" olmaz ama olsun..gittiği yere kadar..

(annem ve babam arasında zamanında "biz ne olacağız" başlıklı bir diyalog geçmiş ve sonucunda "gittiği yere kadar" demişler.)




23 Kasım 2010 Salı

bir de çok hastayım sevgili günlük.herkes bu konuda suçlu olduğumu söylerkene, yine olsa yine yapardım diyorum...dalış sonrası kendimi ıslak mayolarla teknenin önüne serip şarkı söyleyip, müzik dinlemek şu an iğne yerlerimin her acısına değerdi..

sudan çıkmadım...dalış biter, kebe elbisesini çıkarır şnorkele atlar..şnorkel biter..biraz güneşlenip uyuyup tekrar dalış..

hayatımın hiç bir gününün saat 05.30'unda mutlulukla uyanmamıştım.

fotoğraflara bakınca içim gidiyor...sadece tüm bu olanlar için çok şanslı hissediyorum.

her yerde fırtınalar kopuyor...

sokak uçuyor..deli yağmur yağıyor..

ve aklımda, kalbimde, içimde, dışımda, dünyamda, rüyalarımda..her yerde bir fırtınalar kopuyor...

hep de hazırlıksız yakalanırız.

22 Kasım 2010 Pazartesi

susan

susan abla, sen bir acayipsin.


November 19 will be stunning for ANOTHER reason. On that day, Uranus in Pisces will beam golden rays to the Sun in Scorpio, allowing you to get sensational, unexpected help from an authority figure. It's a day when all surprises are happy ones.

Wait! I just thought of another reason that the days surrounding November 19 will be extra special! It will fall so close to the fantastically special full moon, November 21. All full moons have a four-day area of influence before or after, so November 19 falls within that golden circle.

Romance seems to be tied closely to travel this month, either to draw closer to someone you love, or to find someone new, perhaps while in transit. With Jupiter back in Pisces this month, you are under sterling, exceedingly rare vibrations to meet an important love interest.

From late November through mid-January, if you are single, plan to circulate - the one person you meet might change your life forever. Are you attached? You've been through many relationship difficulties since late 2007, but that phase is now over. If you are still together, it seems your relationship is very solid. If you broke up, you won't likely see a repeat of the difficulties you endured again - not now, not later, and not ever. In all ways, life is about to brighten in a very exciting way. Dear Pisces, this is your time!

This month your best chances for love will occur on: November 4 (especially if dating or attached), 5, 6, 14, 15, 18, 19, 20-21, and 25.

21 Kasım 2010 Pazar

pastırma yazı aşkı

(not : pastırma yazı aşkı pembe fil'in bugün durum üzerine ürettiği güzel tanım)

güzel şeylerin bile kötü yanı var, mesela çabuk bitiyorlar.bir de ne kadar güzelse zaman o kadar hızlanıyor.

bence hayat hep bir flörtün son 3, ilişkinin ilk 3 günü gibi geçmeli..yorucu ama güzel bir hayat olmaz mıydı?

hayatımın tatili olacak dediğim tatile yüzüm 5 karış gittim..thanks to ex-habibi.önce epey sinirliydim duruma..işe bak, terkedilen ben, yeni sevgili yapıp beraber tatile giden o, yalnız tatile giden yine ben..ama orada yine o görmediğim sihirli değnek girdi devreye..bu noktada yüce rabbimden özür diliyorum, bu tatil olayında çok yüklendim ona, ama başka planları varmış benim için..bundan sonra hiç kızmayacağım sana yüce rabbim, ben sen bana yukarıdan bakıp eğleniyorsun zannederken aslında gerçekten güzel planlar yapıyormuşsun.

bir kız ve bir erkek yıldızlar altında oturmaya görsün, konuşulacak bir şey yokmuş gibi yok "o kutup yıldızı mı?", yok "küçük ayı nerde?"..acaba kaç yüz yıldır devam ediyor bu?insanlık tarihinin başından beri racon bu mudur?bence artık değişmeli..

kızıldeniz'in ortasında, etrafta tek bir kara parçası görünmez ve ay dolunaya doğru gittiği için parıl parıl parlarken yıldız kaydı.aklıma 5 sene önce benzer bir durumda tuttuğum dilek geldi, ve ben dilek tutmadım.
hayat ve süprizleri hakkında 40 yazı daha yazabilirim ve hepsinin içeriği bomboş olur.ben şimdi gözlerimi kapatıp bu haftayı tekrar yaşayacağım..gerçi tüm haftanın yorgunluğu ve dün gecenin 3 saatlik rüzgarlı uykusu sonrası ilk 15 saniyede uyuyakalma riskim büyük.

ben bunun için yaratılmışım sanırım.ben denize aitim.

10 Kasım 2010 Çarşamba

en güzel aşk şiiri

12-13 yaşlarımdan..

not : yazım hatası yoktur, aslı gibidir.

------


death is my life if you don't love me
everything is you if you aren't here
give me your heart please, i need that
rain is my freind when walk only one on these streets

take me away somewhere
you don't need an airplane if i'm in your arms
sea isn't problem for us
lay your hands on me, i need that
and kiss me, please

rock is our music, you know
do you know that love is our freind?
and it's for me and you
never forget me, i won't forget you.

10 kasım..

ağlarım hep 10 kasımlarda...hele ki geçen sene 10 kasım'da köprü yolunda trafikteydim saat 9'u 5 geçe.arabadan indim.gözlerimden yaşlar akıyordu ama ben duruyordum.herkes durmuştu.o acıklı siren sesi dışında bir ses yoktu koca otoyolda, ve dünya durmuştu.sonra arabaya bindim..rock fm'de metehan ve mesut'un programı vardı, hangisi olduğunu hatırlamıyorum ama atatürk'ün en sevdiği türkülerden birini çaldılar.ben deli gibi ağladım..çok şey hissettim ama en yoğun duygu utançtı belki de..

bugün ofisteydim 9'u 5 geçe.balkona çıktım.karşı sitenin güvenlik görevlileri bayrağı indirdiler, saygı duruşuna geçtiler.yine aynı yerde 3 kişi taksi bekliyordu.birbirleriyle konuşup oradan oraya yürüyorlar, gelen arabalara bakıyorlardı..sonra başka bir kadın, iki elinde de ağır ve yüklü poşetlerle durdu kaldırımın ortasında..arabalar geçip gittiler..durmadı kimse..çok mu yokuş geldi bilmiyorum, ama ağlamadım, sadece sinirlendim.

kabul ediyorum, farklı düşüncelere tahammülüm yoktur bazı istisnalar dışında, ama bu gerçekten anlaması zor bir şey...

her neyse...sonuçta budur..



bir de hürriyet.com'da saygı duruşu fotoğrafları arasında bu çıktı karşıma :







özledim orayı..

8 Kasım 2010 Pazartesi

my immortal

ne güzel bir şarkıydı..

"...these wounds won't seem to heal, this pain is just too real
there's just too much that time cannot erase

when you cried, I'd wipe away all of your tears
when you'd scream, I'd fight away all of your fears
and I held your hand through all of these years
but you still have all of me.."

7 Kasım 2010 Pazar

aşk..

ne kadar güzel bir koku olduğunu anlatamam gidin koklayın..

diyor ki : göz kamaştırıcı, zeki, eğlenceli, vamp, tutkulu, her erkeğe koyabilecek kadar kendine güvenen kadını temsil ediyor.

tıpkısı ben..yakıştı zaten.

neden bu kadar aşık olduğumun sebebi ise içindeki paçuli notası..ben boşuna demiyorum kızımın adına paçuli koyacağım diye.

EDIT !!!! an itibariyle patladım.."her erkeğe koyabilecek" değil "her erkeğe karşı koyabilecek" olacaktı :)

sevgili feysbuk...anacım biliyorsun zaten meyilliyim "işaret"lere inanmaya, bunu bana neden yapıyorsun?

ha?

5 Kasım 2010 Cuma

yollar, ormanlar, çadırlar, hayaller ve uyku vakti..

insan oğlunun en büyük cezasıdır doğadan uzaklaşmış olmak..bu cezayı kim neden verdi bilmiyorum ama tüm mutsuzlukların altında yatan bu..bence donald trump bile bu yüzden mutsuz ama farkında değil.

dalacağım için süper mutluyum o ayrı ama yine de dağa taşa tırmanasım, yeşil görmekten kusma noktasına gelesim var.kızıldeniz sonrası ilk tatilim muhtemelen bahar aylarında kazdağları olacaktır, nisan mesela...4 ay seyahatsiz geçer mi..eskiden geçiyordu da, son 1 senedir fena alışmışım..işe giderken arabanın yanından geçen şehirlerarası otobüslere bakıp nereye gittiğini bilmeden içinde olmak istiyorum.biliyorum çok sağlıklı değil...

ve tabii ki böyle zamanlarda ne hissettiğimi bilir gibi wheneverland kankam gelir, "sana bir teklifim var, adaya gidelim mi?" der..ah tabii ki gidelim..hatta daha uzaklara gidelim...kazdağları işte nefis..senelerdir gidelim gidelim diyip duruyoruz.

ben bu yaz bir uğramıştım gerçi..arabayla dağın eteklerinde biraz gezip, güzel bahçeler görüp biraz oksijen almıştık, o kadar..

gecenin bu saatinde ulaşamayacağınız şeylere özlem duymayın, sonra rüyalarınıza girerler, ve sabah uyandığınızda kendinizi ağaçlar arasında uyuduğunuz bir çadır veya şehirlerarası huzurla yol alan bir araba yerine 4 duvar arasında, yalnız bulursanız baya sarsıcı olabilir.

o diesel ayakkabıya neden o kadar tutkuyla bağlandığımı ve alınca neden mutluluktan delirdiğimi şimdi anladım..ulaşılabilir bir şeye ulaşmak, hepsi bu..çünkü tüm diğer hayaller kapsama alanım dışında şu an.

4 Kasım 2010 Perşembe

kız seni alan yaşadı, dertlerini de boşadı.

öyle güzel bir tarçınlı-fındıklı-kakaolu kek yaptım ki kendime bu şarkıyı ithaf etmeyi layık gördüm.

bir şarkı yazabilseydim - Bölüm 8 - Jackson Browne, The Late Show

insanın böyle ruh halini, ruhsal çalkantılarını iyi analiz edebilen, anlayan dostları olması ne güzel değil mi sevgili günlük..

bugünkü "bir şarkı yazabilseydim" köşemizde, sevgili ergün arkadaşımızın 30 temmuz gecesiyle ilgili bir sohbetimiz sırasında "bak böyle de sözleri olan bir şarkı var" diye yolladığı şarkı yer alıyor.

şarkı da güzel, sözleri de..ama ben yazabilseydim...





------



Everyone I've ever known has wished me well
Anyway that's how it seems, it's hard to tell
Maybe people only ask you how you're doing
'Cause that's easier than letting on how little they could care
But when you know that you've got a real friend somewhere
Suddenly all the others are so much easier to bear

Now to see things clear it's hard enough I know
While you're waiting for reality to show
Without dreaming of the perfect love
And holding it so far above
That if you stumbled onto someone real, you'd never know
(You'd never know)
You could be with somebody who is lonely too
(Sometimes it doesn't show)
He might be trying to get across to you
(Words can be so slow)
When your own emptiness is all that's getting through
There comes a point when you're not sure why you're still talking
I passed that point long ago
(Long ago)
Now I'm so tired of all this circling
And all these glimpses of the end
(You know it's useless to pretend)
That's all the voices say:
"You'll go right on circling
Until you've found some kind of friend"

I saw you through the laughter and the noise
You were talking with the soldiers and the boys
While they scuffled for your weary smiles
I thought of all the empty miles
And the years that I've spent looking for your eyes
(Looking for your eyes)
And now I'm sitting here wondering what to say
(That you might recognize)
Afraid that all these words might scare you away
(And break through the disguise)
No one ever talks about their feelings anyway
Without dressing them in dreams and laughter
I guess it's just too painful otherwise

Look--
It's like you're standing in the window
Of a house nobody lives in
And I'm sitting in a car across the way
(Let's just say)
It's an early model Chevrolet
(Let's just say)
It's a warm and windy day
You go and pack your sorrow
The trash man comes tomorrow
Leave it at the curb and we'll just roll away

3 Kasım 2010 Çarşamba

mavi

hayatta en sevmediğim renk..

ama en sevdiğim aynı zamanda..

aklıma bu geldi sabah sabah..deniz mavi..mavi sadece denizde güzel zaten..

rüyamda dalıyordum yine ondan belki de..

yeşil en sevdiğim renk..zaten ağaçları da seviyorum, burada bir tutarsızlık yok.

bu anlamsız kaydı anlamlı bir şarkıyla sonlandırmak istiyorum :

"mavi mavi masmavi
gözleri boncuk mavi
bir gördüm aşık oldum
bu gelen kimin yari"


bir de "bir arkadaş"ın bir şiiri var "blue eyed boy" diye..o şiirlerden başı başına bir blog çıkar zaten.

"deniz mavisi gözlerin, ipek gibi sarı saçların, bu gelen sensin benim küçük hırsızım.."


bence bu "arkadaş" bazı zamanlarda kendini öldürmeyi de düşünmemiş değildir..zira ben de böyle şiirler yazsam benim de kendimi öldürmek istediğim zamanlar olabilirdi.

2 Kasım 2010 Salı

the tea party - wish you would stay..

günün anlam ve önemi için jeff'imden gelsin...

ne güzel bir konserdi..o gün konserde olanları işaret sanmıştım..

ah saftirik kebem..uyu da büyü hadi..



I don't know what it is but I know that I need it
A thousand things and a kiss and the chance I'll decieve it

I can't stand no more
I won't stand no more
I can't stand no more
I won't stand no more
I can't stand it anymore

I'm wishing you would stay
"I am not far away"
And help me find my way love
"You are not lost my love"
I'm wishing you would stay
"I am not far away"
I'm trying to break the chains of...
"There's no prison here"

Beyond ourselves lessons learned
And the space that's between us
A thousand things and a kiss
And the chance it decieves us

I can't stand no more
I won't stand no more
I can't stand no more
I won't stand no more
I can't stand it anymore

I'm wishing you would stay
"I am not far away"
And help me find my way love
"You are not lost my love"
I'm wishing you would stay
"I am not far away"
I'm trying to break the chains of...
"There's no prison here"
Wishing you would stay
"I am not far away"
I try to find my way
"You are not lost my love"

And I know yo feel it hurts us now
Like a thorn beneath a rose
But it stays within
Without us girl
There's nothing more

I'm wishing you would stay
"I am not far away"
And help me find my way love
"You are not lost my love"
I'm wishing you would stay
"I am not far away"
I'm trying to break the chains of...
"There's no prison here"

1 Kasım 2010 Pazartesi

kahrolmak..

kahroldum sevgili günlük..bu sefer baya fena oldu bu...neden diye sorma öyle işte..nedenlerini uzun uzun yazıp gelecek nesilleri muzdarip olduğum konudan korumak isterdim ama yapamam..
2 elimin tırnaklarını tükettiğim, ve hatta törpülemeyi bitirdiğim şu anlarda hala dave matthews dinliyorum..
bir daha benle stalker diye dalga geçenin alnını karışlarım..stalker'lığın ne kadar önemli bir müessese olduğunu anlatırım..
sadece bir tavsiye...birini google'layacağınız zaman bulacaklarınıza hazırlıklı olun..
zaten konuyla ilgili tonlarca "neden?" vardı, şimdi daha da arttı iyi mi..

hakkaten neden ya??

soramazsınız da.."ben seni google'ladım ve senin .... olduğunu öğrendim" diyemezsiniz.yoksa sorulur mu lan?ne olacak evet merak ettim google'ladım ve ortaya bir şey çıktı..
yok yok yok..kesinlikle bir açıklaması vardır..ama soramayacağım için böyle kalacak bu konu..

çok güzel gerçekten..

fena dellendim evet..kalbim çatladı böyle hakkaten çıt sesini duydum..

ne kadar şanslıydın dimi kebe..karşına böyle bir insan çıkmıştı falan..

haha...

belki vardır konunun bir açıklaması..ama asla sormayacağım için bu konu sanırım bu gece sonsuza kadar kapanmıştır.

Love Actually - All I Want For Christmas Is You

ne güzel filmdi dimi...

di..

nerede kaldı böyle güzel romantik filmler..

yeni yıl dileği tutmak için biraz erken gerçi ama belki şimdi tutarsam dileği, evren anca yetiştirir yeni yıla..

gerçi geçen yılın başında ağaca astığım dileğim var ama belki o geç kalmış bir dilekti, bu sefer erken davranıyorum.


bir pazartesi sabahı mütevazi dileklerim...


1. dalış saati




2. yavru ejderha



3. dalış ekipmanı



4. aaah dave matthews ve within temptation konserleri



5. dalış hobisi olan bir şahsiyetle "happily ever after"



6. sipadan adalarında balayı



7. 3 yıldız dalış brövesi



8. bir kaç tane de yavru insan



not : hepsi aynı sırada olmak zorunda değil (son 3 madde tercihen aynı sırada olsa iyi olur ama).