31 Ekim 2011 Pazartesi

eeeöhhh

bir "benden bu kadar" daha...bazen insanlar sizi öyle bir noktaya getiriyorlar ki anlatmaya çalışmaktan vazgeçip "tamam" diyerek "delete" tuşuna basmak daha kolay oluyor.
deli miyim ben kendime ne zarar vereceğim?
son konumuz faşizmdi..belki bir gün faşist diye diye beni gerçekten faşist yaparlar.
iletişim problemim olduğunu söyleye söyleye beni iletişim kurmaktan vazgeçiren arkadaşlarım gibi..
şu dünyada yüzde yüz her konuda uzlaşabildiğim tek bir insanın olması, onun da eski sevgilim olması ne acı..bu kadar yalnız olan tek ben miyim acaba?değilsem problem yok, ama teksem çok üzücü...
hiç borcum olmasaydı bugün pılımı pırtımı toplayıp giderdim.bugün o noktaya geldim.ama gidemiyorum.ne hoş dimi..iletişim yoksunu kebe'nin faşist hapisanesi..
sabahtan beri rearviewmirror dinleyip suratımdaki büzüşmenin ağlamaya dönüşeceği anı bekliyorum, onu bile beceremiyorum.
nato sekreteri sağolsun önümüzdeki bir kaç günü daha pozitif heyecanla beklememi sağlayacak kadar malzeme verdi.sonra tatil..sonrası da kısmet.

28 Ekim 2011 Cuma

bazen o kadar "teen" kafalar yaşıyorum ki o sırada gökten kocaman bir tokat insin ve suratıma "30 yaşındasın gerzek" diye patlasın istiyorum.

24 Ekim 2011 Pazartesi

bugün bir kez daha insanların ne kadar vahşileşebileceğini gördüm...bugün ruhum eziliyor.kaybolmak istiyorum, yerin dibine girmek..utanç ve nefret duyuyorum, bu insanlardan, bu insanları böyle yapan bu sistemden..

14 Ekim 2011 Cuma

bu muymuş yani...seneler sonra gecenin 1'inde elime gitarı almam, bağıra çağıra, ağzımdan özgüven fışkırarak şarkı söylemem, üstüne utanmadan bir de beste yapmaya kalkmam için gerekli olan?
şşş saat 1..
ama beste zor, sadece mırıltı..bir insana gitme diyememek üstüne beste yapmak oldukça arabesk olurdu..ama yarın böyle bir besteyle gelirsem beni bağrınıza basın olur mu?

13 Ekim 2011 Perşembe

satışçı

satışçılardan nefret ediyorum.

önce pazarladıkları ürünü satana kadar çok kibar, ilgili, dürüst görünürler, bir kere sattılar mı, o zaman tam satışşşş..arasanız da bulamazsınız.sonra yüzsüz gibi tekrar arayıp, referans gösterir misiniz diyebilirler.

oo yüce rabbim ooo..

o hıyar da satışçıydı zaten.kişilik özellikleri mi bu mesleği seçmelerini sağlıyor yoksa bu meslek mi insanları böyle yapıyor bilemedim.

ama her şekilde yumurta yavuktan..çünkü yumurtadan tavuk çıkmaz, civciv çıkar.

12 Ekim 2011 Çarşamba

pearl jam 20

ya işte böyle...30'a bir kaç ay kala en ergen zamanların en önemli gruplarından birinin 20.yıl belgeseline giderseniz olacağı budur...

daha komiği, sadece 15 yaşındayken "can't find her better man, vah vah.." diye halinize ağlamışlığınız varsa, 30 yaşınıza 5 ay kala hala o "better man"in karşınıza çıkmamış olması, en az o muhteşem günlerden bugüne tam 15 yıl geçmiş olduğunu idrak etmek kadar can sıkıcı olabilir...

bugün çanakkale'de kiralık ev baktım.günümün 1 saati çanakkale'ye yerleşme planı yaparak geçti.sonuç mu?kiralar çok ucuz, ama güzel ev bulamadım.bulsaydım babamın bir dahaki gelişinde "baba ben burda mutsuzum, ne de olsa bütün iş internetten yapılıyor, ben en iyisi..."diye başlayan, babamın, dinlerken kulaklarının 90 derece geri gidip, alnının bir anda düzleşip, tüm çizgilerini yokedercesine gerecek kadar sinirleneceği bir konuşmaya başlayabilirdim.

her fırsatta kalbimden geçeni yapmamı, ayaklarım yere bastığı sürece her kararımın arkasında durup bana destek olacağını söylese de, bazı şeylere kendi içimde cesaret etmek için çok korkağım ne yazık ki..

steve jobs da öldü, ne demişti, "sevdiğiniz işi yaparsanız mutlu olursunuz, boşverin üniversiteyi falan"..

ama hayatınızda en değer verdiğiniz adam sizin için bir hayal kurmuş ve bunu yaşamanız için sizden fazla çabalıyorsa, kendi hayallerinizi unutmanız, ya da unutmuş gibi yapmanız kadar normal bir şey olamaz..

geçenlerde "neyin eksik?" diye sormuştu, cevap veremedim..umudum eksik, hayatımı bir gün istediğim gibi yaşayacağıma dair umut..

pearl jam 20 demiştim dimi..güzeldi de, böyle derinlere daldık yine ed'le..