12 Ekim 2011 Çarşamba

pearl jam 20

ya işte böyle...30'a bir kaç ay kala en ergen zamanların en önemli gruplarından birinin 20.yıl belgeseline giderseniz olacağı budur...

daha komiği, sadece 15 yaşındayken "can't find her better man, vah vah.." diye halinize ağlamışlığınız varsa, 30 yaşınıza 5 ay kala hala o "better man"in karşınıza çıkmamış olması, en az o muhteşem günlerden bugüne tam 15 yıl geçmiş olduğunu idrak etmek kadar can sıkıcı olabilir...

bugün çanakkale'de kiralık ev baktım.günümün 1 saati çanakkale'ye yerleşme planı yaparak geçti.sonuç mu?kiralar çok ucuz, ama güzel ev bulamadım.bulsaydım babamın bir dahaki gelişinde "baba ben burda mutsuzum, ne de olsa bütün iş internetten yapılıyor, ben en iyisi..."diye başlayan, babamın, dinlerken kulaklarının 90 derece geri gidip, alnının bir anda düzleşip, tüm çizgilerini yokedercesine gerecek kadar sinirleneceği bir konuşmaya başlayabilirdim.

her fırsatta kalbimden geçeni yapmamı, ayaklarım yere bastığı sürece her kararımın arkasında durup bana destek olacağını söylese de, bazı şeylere kendi içimde cesaret etmek için çok korkağım ne yazık ki..

steve jobs da öldü, ne demişti, "sevdiğiniz işi yaparsanız mutlu olursunuz, boşverin üniversiteyi falan"..

ama hayatınızda en değer verdiğiniz adam sizin için bir hayal kurmuş ve bunu yaşamanız için sizden fazla çabalıyorsa, kendi hayallerinizi unutmanız, ya da unutmuş gibi yapmanız kadar normal bir şey olamaz..

geçenlerde "neyin eksik?" diye sormuştu, cevap veremedim..umudum eksik, hayatımı bir gün istediğim gibi yaşayacağıma dair umut..

pearl jam 20 demiştim dimi..güzeldi de, böyle derinlere daldık yine ed'le..

Hiç yorum yok: