27 Mart 2012 Salı

bahar gelince malum..normal bir dönem bile olsa kebe'nin sırt çantasına duyduğu aşk bir kabarır..ama hele ki böyle zor bir dönem geçiriyorsa..ipini koparmış bozo gibi oraya mı gitsem buraya mı gitsem diye delirir.
12 saatlik bir otobüs yolculuğu..her zaman işe yaramıştır, uyumaya, yorulmaya, düşünmeye, gerekiyorsa ağlamaya, ve gerekmiyorsa ağlamayı durdurmaya..ve uyanınca renkler değişir güneşin ilk ışıklarıyla..yeşilden gözleriniz kamaşır derken...aslında her gün gördüğünüz ama çok bir şey ifade etmeyen denizin mavisi gözlerinizden girer parmak uçlarınıza kadar bir rahatlama yaratır..bu mevsimde denize girilmez..ama deniz kenarında oturulur..hatta kıyıdaki salın üstünde yoga bile yapılabilir dalga sesleri eşliğinde..daha güzel bir tatil planı olabilir mi...

(keşke sen de olsan..sadece ikimizin sesi olsa, en güzel sessizlik meditasyonu olmaz mıydı?)

denize bile girebilirim, ne olacak ki..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

geçmiş bir-iki ayı daha yeni okudum ben. yani ne desem bilemedim de yine de bir şey yazmak istedim işte. öpüyorum. öyle işte.