19 Ağustos 2013 Pazartesi

biranın bittiği, içme isteğimin bitmediği anın çelişkisi..çıkıp alamayacak kadar sarhoş, daha fazla sarhoş olmak isteyecek kadar doluyum.

sadece bir kaç gün önce, gecenin zifiri karanlığında, kendimi denize atıp, yıldızları izlediğim o mükemmel anın çok uzağındayım.ama yine de şortumdan çıkan kumlar en azından o anların gerçekten varolduğunu hatırlatıyor bana.ve şükrediyorum, kendimi yaşayabildiğim için, kısıtlı bir zaman diliminde de olsa...hayatın iş-ev ve belki biraz "sosyalleşme"den ibaret olmadığının farkında olduğum için..

ve böyle bir şeyler işte...

bir de, orada yaşanan tüm romantizmin üstüne çöken, mevsimlerdir içimde sakladığım o aşk her sabah kendini hatırlatmasa...

belki kısa bir süre sonra çok güzel bir göl kenarında yaşıyor olacağım, ve sanki o zaman ne artık başkasını seven o adam, ne de 1 günlük bir kadın için beni hayatından çıkaran eski dostun hayaleti olacak içimde...
sadece göl, ağaçlar, ve bilmediğim kaldırımlar...

en sevdiklerimden birinin az kalsın öldüğü, küçük bir kızın benim yaptığım bir binadan düşüp ucuz kurtulduğu, ve sabitlerimin bile içimi çalkaladığı günlerin şarkısıdır :




Hiç yorum yok: