18 Mayıs 2009 Pazartesi

Yazamadığım, yazacak birşeyim olmadığı (ki ne zaman oldu aslında...), gerçi zamanımın da olmadığı bir dönem...
Şu an ofiste bu yazma-yazamama-ama illa ki yazma durumunu yaşıyor olmak yerine, sahada insanları sadece 3 saatiniz kaldı diye gaza getirip koşturmam gerekiyor.
Ama artık gerçekten yorgunum.
Tek hayalim, daha kimsecikler yokken, Özil'in sarı ve ince kumlarında, buz ve cam gibi sudan çıkıp, akşam üstü 5 sularında etkisi kırılmış güneşin altında uyumak...Ve akşam aynı sahilde, ayın hiç görünmediği bir gecede, kayan yıldızları izleyip bira içmek...
Eskiden her sene en az 2 hafta yaptığım bu aktivitelerin şu an hayal yerini almış olması ne kadar üzücü...
Hani Datça'dan dönülmüştür, özlemin başladığı Ekim-Kasım aylarında eliniz bir çantanızın içinde ya da bir pantalonunuzun cebinde kalmış kumlara dokunur...
Öyle bir içim acıdı bugün...

1 yorum:

bengu dedi ki...

o kadar iyi anlıyorum ki o hissi