2 Nisan 2011 Cumartesi

kaybedenler kulübü

uzun süredir sinemaya gitme eylemini romantik komedi kavramıyla bütünleştirmiş olan ben, çocukluğumdan hayal meyal kalan bir radyo programını konu alan bu filmi pek de bir beklenti beslemeksizin "e hadi görelim bari" diyerekten izledim.sonra o "görelim bari" filmi beni kaç yaşında olduğumu bile hatırlamadığım bir zaman dilimine götürdü...yatağımın camın dibinde olduğu, geceleri perdeyi aralayarak yıldızları ve karşı apartmanın çatısındaki martıların siluetlerini izleyerek kent fm dinlediğim o zamanlara...2 adam vardı, donuk sesleriyle konuşur, ara sıra rock çalarlardı.iddia ediyorum o zamanlar (14-17 yaş aralığı) yaşıma oranla şu ankinden kat kat dolu ve derin bir insandım.hey gidi...her neyse...işte film aldı beni o yatağa götürdü.

hadi geçtim bana gençliğimi falan filan hatırlatmasını...ama film gerçekten çok iyiydi.hani öyle çok şey beklemiyordum valla iyiydi gibi iyi değil, epeyce iyiydi.

kadıköy'ü özledim...trip'i...yağmurdan saklanmayıp sokak sokak ıslandığım okul çıkışlarını..

yaş 30'a 1 kala, liseli bir kızın yalnızlığı tanımlamaya çalıştığı o dönemleri hatırlatıp, beni uzun zamandır ilk defa hayatım, hatta hayatın ta kendisi hakkında düşünmeye iteklemiş olan bir filmde...yapımda ve yayında emeği geçen herkese.........

"yalnızım ulan"

Hiç yorum yok: