24 Şubat 2010 Çarşamba

6.his - istekler - paranoyalar

Güneşli, serin bir hava var şu an dışarıda...Biraz önce de deli gibi yağmur yağıyordu.Yağmuru da seviyorum, şu anı da..Bu ara herşeyi ve herkesi çok seviyorum.

Bu pozitif ruh halimi bir olaya mı borçluyum, yoksa o olayı bu pozitif ruh halime mi borçluyum hala bilmiyorum.Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan...Çok da önemi yok, ben tekrar bunu yaşıyorum ya...

İnsanların çoğu bir şeyi çok istediklerinde negatif düşünürler; amaç hayal kırıklığı yaşamamak.."Kötüyü düşüneyim ki iyi olduğunda sevineyim" mantığı...Bana artık oldukça mantıksız geliyor.İyi bir şey istemezseniz, iyi bir şey olmaz.Bir dilek cümlesinde kurduğunuz her kelime önemlidir.Ne demiş atalarımız (ya da ataları) : "be careful of what you wish".Çünkü tüm dilekler evrene bir şekilde iletilir, bunun bir filtresi de yoktur ne yazık ki..Neyse işte, aklınızın bir köşesinde bulunsun.Bir şeyi çok isterseniz, olacağına inanın, tutun ki olmadı, hayal kırıklığı da bu sürecin bir parçası ve inanın sonsuza kadar sürmüyor.

Şimdi istediğim bir şey var...6.hissi ünlü bir balık olarak içimdeki keto "bu işi oldu bil" diyor.Normal bir duygusal yapıya sahip, pozitif insan tarafım da içimdeki ketoya katılırken, içimin bir köşesinde saklanan zayıf, karanlık, kompleksli hücrelerim benle dalga geçiyorlar, ve bu noktada bu hisler de 6.his mi yoksa sadece paranoya mı anlamıyorum.

Yine aynı noktaya geliyorum, ne önemi var?Bir olay olmuş, ve içimi o kabus gibi aşkın kırıklarından temizlemiş...

Cumartesi gecesi yatmadan aynaya baktığımda 23 yaşındaki Kebe'yi gördüm.Öyle çok derinlerde, uzaklarda değildi, tam karşımdaydı.Gülümsedik birbirimize, ve yeniden başladık o gece herşeye.

Hiç yorum yok: