29 Aralık 2010 Çarşamba

ergün kankam geçenlerde çok motive olamadığımı düşündüğüm ilişkimden bahsederken dedi ki, bir ilişki bir yere gidecekse o ilişki için ağlanmalıdır..o an öyle olmasa keşke dedim, her şey çok güzel başlasa ve aynen öyle devam etse, o zaman da "happily ever after" olmaz mı?teorik olarak olabildiğini varsaysak bile, 2 gündür ergün'ün ne demek istediğini daha iyi anlıyorum..kaybetme korkusu...mesela yastığa başımı koyduğumda, başımı o yastığa yaslamak istemediğimi düşününce nefes alamıyorum..dönüp telefonuma bakıyorum..arasa duyacağımı bile bile hiç sesini duymadığım telefonun ekranına bir süre salak salak bakıyorum..sonra son mesajımı okuyorum, "onu bu kadar kıracak kadar kötü müydü gerçekten?"..ya da o gerçekten "kaybetme korkusu olmayan" korkusuz taraf mı?
dün kendimi tüm olumsuz düşüncelerle ona karşı doldurmuş bir sinir halindeyken tuvalete gittim.kapının arkasında asılı bir kilo çizelgem vardır..baktım üstünde asılı kalemin yeri değişmiş..2 hafta sonra farketmem garip oldu ama kalemin durduğu sayfayı açtım..

lavabo - temizlendi (check)
ayna - temizlendi (check)
yer - temizlendi (check)
klozet - temizlendi (check)

imza, m.a.

ve kebe bir kez daha erkekleri ne kadar anlamadığını farkeder.

Hiç yorum yok: