21 Ocak 2010 Perşembe

Mutsuz son

Mutlu son diye bir şey yoktur ki zaten...Mutlu bir başlangıç olabilir sadece.Neyin sonu mutlu olabilir ki?Birinin mutsuz sonu, diğerinin mutlu başlangıcı olur..

Kontrolüm dışında gelişen olayların canımı acıttığı bir akşam daha...Bazı şeyler vardır, eninde sonunda olacağını bilirsiniz.O yüzden güyya hazırlıklısınızdır, zaten o kadar kanıksamışsınızdır ki durumu, vız gelir tırıs gider..Değil mi?Değil...

Ben de onun yanında bir dilek tutmuştum..Güzel bir yaz gecesi bir yıldız kaymıştı.Sadece üç gün içinde gerçekleşmişti dileğim..Ama sonuna "happily ever after" eklemeyi unutmuşum.O kadar uzağı düşünmeyecek kadar da küçüktüm.Eşsiz sandığım paylaşımların başkalarıyla tekrar edilebileceğini bilmeyecek ve sonsuza kadar sürebileceğini düşünecek kadar saftım, taa ki bugüne kadar...

Bir dilek de Üsküp'te dilemiştim, 2009 Nisan ya da Mayıs'tı, Hıdrellez gecesi..Dileğimizi bir ağaca mı asalım, nehre mi atalım diye düşündük ve taş köprüye gittik.Üzerine dileğimi çizdiğim kağıdı suya attım..Ve o dilek bir daha geri gelmedi.

Bugün bir dilek daha tutuyorum..Şu an bunu atabileceğim bir nehir yok, asabileceğim tek ağaçsa yılbaşından kalma çam ağacım.Ben şimdi bu dileği çam ağacıma asacağım, ve yarın kaldıracağım.Seneye tekrar kurduğumda o dilek gerçekleşmiş olursa, hayatımın son 4 senesini ve bu geceyi hatırlayıp bir kahkaha patlatacağım.

Bir fotoğrafa "seni seviyorum" diyecek kadar yalan bir gece ve belki yalanın en büyüğü olan geri sayımım devam ediyor (5-39)...

Hiç yorum yok: