11 Mart 2010 Perşembe

Çok yazı...

Sabah 7'de telefonla uyandırılıp, gülerek açmışım telefonu..Valla hatırlamıyorum.

Konu 1 : Pre-migraine syndrom

Gülerek uyanmama rağmen, uyandığım anda hissettiğim baş dönmesiyle yataktan kalkamayacağımı farkederek 10.30'a kadar uyudum.Migrene rağmen güzelce süslenip giyindikten sonra, açıldığı günden bu yana protesto ettiğim Starfaks'a gidip mini bir sandviç ardından, 555 kalorili brownie cheesecake'i mideye indirip, lattemi yudumlarken dışarıdaki insanları izledim.Burada 2.konuya bağlanıyoruz.Ama durun daha bağlanmadan, ilahi bir işaret geldi bugün.O güzelim cheesecake'i götürürken içeri kadın doğum doktorum girdi.Son anda görmem sebebiyle selam veremedim.Ama içeri girdiği anda ilahi bir ses kulağıma "kızım pcos cheesecake falan ne iş?" demedi değil..

Konu 2 : İşsizlik / Çalışmak

İşsizlik gerçekten zor bir şey..Hem beş parasız, hem de işe yaramaz hissediyor insan.Yedi ay yaşadım bunu.Ama şimdi çalışırken, normalde işte olunması gereken saatlerde sahilde, caddede yürüyen, koşan, kafelerde oturan insanlara manasız bir gıpta ile bakıyorum.

Konu 3 : Yurdum insanı

Hödük..Kaba..Ayı..Sevimsiz..Bu aralar yaşadığım yerlerden, etraftaki insanlardan müthiş rahatsız oluyorum.Geçenlerde Marillion konseri sırasında yere düşüp parçalanan küpemin parçalarını ararken, yanımdaki bir insan konseri bırakıp, yeri flaşla çekti, makinasının ekranından fotoğrafı zoomlayıp küpemi aradı yerde..Sonra arkadaşı da telefonunu çıkardı o da aynanda yeri aydınlatarak aramaya başladı.Şaşkınlıkla ve çaresizlikle küpeyi ararken, "çok teşekkür ederim bulamayız ne de olsa, çok teşekkürler" diye saçmalarken bir tanesinin aydınlattığı yerde küpenin son parçasını da bulduk.Defalarca teşekkür ettim, diğer yandan düşündüm, "ulan bu ara yurdum erkeğine saydırıp durdum ama kıyamam bak konseri bırakıp küpemle ilgilendiler" diye..Derken adamların yabancı olduğunu farkettim.Ne kadar şaşırdık değil mi?
Bugün de metrobüste yer bulduğum için sevinip oturdum.Yanımda bir adam, diğer yanımdaki sırada 2 genç adam...İlk durakta kör bir kız bindi metrobüse.Ve yer veren bendim.Yeltenmediler bile...
İşte bu kadar hödüğün arasında "sana portakal suyu alayım mı, iyi gelir" cümlesini sarfeden, işi gücü vakitsizliği arasında Taksim'in cumartesi kalabalığında meydanı geçtim, dolmuşa kadar eşlik eden bir insanla tanışabiliyorum hiç yoktan.

Konu 4 : İyilik / Kötülük

Eski bir arkadaş der ki (daha doğrusu alıntı yapmış Schiller'den) : unutmak ve affetmek iyi insanların intikamıdır.Bu cümle beni epey düşündürdü...İyi miyim kötü müyüm karar veremedim..Unuttum ve affettim mi acaba gerçekten?Yoksa sadece unuttum ama affedemiyorum mu?Ya da belki affettim ama unutamıyorum (yok bu baya mantıksızdı).Neyse kendimi bilemiyorum bazen işte.Herşeyden önce, intikam duygum olmadığı için bile iyi insan sayılabilirim bence...
Unutmayı ve affetmeyi intikam için yapmaz bir kimse, zaten istese de yapamaz..İnsan kendi için unutur ve affeder.
Schiller bence halt etmiş...Unutmak ve affetmek intikam değildir.İyi insanlar intikam peşinde olmazlar.
Affetmek de garip bir kavram.Ben onu affetsem de affetmesem de hiç bir zaman haberi olmayacak.Sokakta görsem yüzümden anlayamayacak.Hiç bir zaman bilemeyecekse, affetmenin / affetmemenin affedilecek insan için hiç bir değeri yoktur.Yine aynı yere geliyorum, insan affederse kendi için affeder.
Hem insan affettiğini nasıl anlar?Onu düşününce artık kızmamak affetmiş olmak mıdır?Mesela ben haftalar geçiriyorum "o gün" aklıma gelmeden, ama geldiği anda bir nefret bürüyor içimi, sonra o günden fazlası geliyor aklıma, öncesindeki, sonrasındaki aylar...İşte o kadar zaman aptal yerine konulmuş olmanın affedilir bir yanı olmuyor.Kızgınlığım büyüyor.O anlarda kötü bir insan oluyorum belki de, çünkü benle oynadığı gibi biri de onla oynasın istiyorum.Nitekim sanırım oynuyor da...
Neyse bunları düşünürken, boğazım düğümlenirken, gözlerim dolarken gözümün önüne gelen biri var, işte o anı güzel yaşamak için belki de, yine kendim için, affetmiş ve unutmuş oluyorum.
Bir de aynı eski arkadaş bu sefer anonim birinden bir cümle yazmış, "bekar erkek son anda daha iyisini bulan kadının hatırasıdır" gibi bir şey..Cevap verecek olsam şunu derdim : "bekar kadın da, daha iyisini bulacağını zannedip kendisini terkeden bekar erkeğin hatırasıdır".Eee...Yani?

Konu 5 : Cevap

Hani sen bana bir şey sormuştun, ben de şaşırmıştım...Üstünden 3 hafta geçti, ve cevabı veriyorum : "a toi".

Hiç yorum yok: