5 Mart 2010 Cuma

Marillion konseri sonrası...

"Out of this world" nasıl da beklemezdim, pek aşina olmadığım son zaman albümleri de güzel pek tabii ama dinlerken bu şarkı beni başka bir yere götürdü..Öyle bir yerler ki oralar, 11-12 sene öncesinden..Ve neden ağladığımı bilmiyorum (evet yine bir konserde ağladım), belki 12 yıl nereye ve nasıl gitti diye ağladım..Yaşlanmaktan korkmak için çok erken belki...Ama resmen korkuyorum zamanın geçmesinden.Hatta sadece geçmesinden çok, böyle geçmesinden, böyle gitmesinden herşeyin..Geçen sene bunları düşünmezdim.Dün bir baktım, 16 yaşında istediğim şey neyse, şimdi de aynı şeyi istiyorum.O zamanlar erkendi bunu istemek için, şimdiyse geç kalıyorum gibi hissediyorum.Bulduğumu sanmışken, buhar olup uçan bir şey bu..Varlığını bildiğim, yerini bilmediğim bir şey..Israrla beklediğim, bekleyeceğim bir şey..
Üşüme diye bir hissimin olmadığı o dönemde, akşamları okul çıkışı hava kararmış da olsa sahile giderdim.O günlere dair hatırladığım tek renk gri.Marillion beni o sahile götürüyor işte..Dalga köpükleri arasında "neden" arayan 16 yaşındaki bir kızın karanlığına götürüyor..

Neyse..Konser bu kadar depresif değildi..Aksine, o kadar sempatik bir insan ki bu Steve Hogarth, en hüzünlü şarkılarında bile bir huzur gülümsemesi yerleştirebiliyor yüzünüze..

Konser güzeldi, tek bir şarkı beni aldı götürdü işte, adı üstünde, "out of this world".

---



---

Three hundred miles an hour on water
In your purpose-built machine
No one dared to call a boat
Screaming blue
Out of this world
Make history
This is your day
Blue Bird
At such speeds, things fly

What did she say?
I know the pain of too much tenderness
Wondering when or if you'll come back again
Wanting to live for you
And being banned from giving

But only love will turn you around
Only love will turn you around
Only love
Only love will turn you around

So we live you and I
Either side of the edge
And we run and we scream
With the dilated stare
Of obsession and dreaming
What the hell do we want
Is it only to go
Where nobody has gone
A better way than the herd
Sing a different song
Till you're running the ledge
To the gasp from the crowd
Spinning round in your head
Everything that she said

2 yorum:

bengu dedi ki...

16 yaşlarındayken ben de, yalnız sahil yürüyüşlerimde bu şarkıyı üstüste dinleyip, kocaman ama kocaman bir boşluğa girmiştim. ve garip bir nefes alamama hali yaşarken sahildeki banktan kalktım, eve yürüdüm ve sana geldim ve hiçbirşey anlatamadım ama sen birşeyler anladın!! sonra da o şarkıdan uzak durdum ben! evet dün garipti dinlemek.

papiliamachaon dedi ki...

ah evet..hatırladım o günü..